"Ladies and Gentlemen...Mogwai!"
-John Peel (1996)
Kimi parçalar, bu parçaları yapan gruplar aklımda durmadan döner durur. Ne hissettirdiklerini, ne zaman hangi albümlerini dinleyeceğimi, birine karışık kaset yapacak olsam hangi şarkılarını ne sırayla koyacağımı bilirim ama "hele bir otur, anlat neyin nesidir bu gençler?" dediklerinde bir durup soluklanırım. İşte orjinal olmak, kabına sığmamak, dinlerken düşündürmek, müziğe yeni bir soluk, başka bir heyecan getirmek de böyledir. Kendim için değil, Mogwai için söylüyorum.
Kapağını beğenip albüm alınan yıllarımdan olan 2000'e bir kala, sıcak bir temmuz akşamında tanıştım "Come On Die Young" albümüyle. Açılış parçası "Punk Rock" çalmaya başladığında anlamıştım zaten daha önce dinlediğim hiçbir şeye benzemeyeceğini. Sevgili Iggy Pop'un en asi zamanlarında bir Kanada televizyonuna verdiği röportajın üstüne eklenmiş basit bir gitar melodisinden oluşuyordu. Artık sene 2010 uzay çağı olduğu için ben de yazının açılışını o video ile yapabiliyorum. Dinlerken okumak gibisi yok.
Kendilerine sorsanız, "biz post-rock yapmıyoruz" derler. Oysa İskoçya ve İskoçlar denince aklına sadece etek giyen, gayda çalan erkekler; Braveheart, Highlander filmleri ve viski gelen birçok insandan biri olarak ben de post-rock'ı Mogwai, trip-hop'u Massive Attack, Türk popunu da Erol Büyükburç sayesinde tanıdım.
Fakat gerçek buluşma 28 Ekim 2006'daki İstanbul konserlerinde gerçekleşti. Harika bir performans, kötü bir ses sistemi, güzel arkadaşlar, dehşet bir playlist, kapali boğucu bir mekan... İzlediğim en iyi konserlerden biriydi. O zamanki emektar cep telefonumla yaptığım kaydı koymak isterdim ama yapmıyorum çünkü o videoların kalitesinden, sahnedekilerin Blink182 bile olduğuna inandırabilirim herkesi.
Günümüze dönersek, Mogwai Ağustos ayında "Special Moves" ismiyle ilk canlı albümlerini yayımladı. Bununla birlikte bir de "Burning" adında bu seneki Brooklyn konser kayıtlarından oluşan 50 dakikalık bir belgesel ortaya çıktı.
O halde yeni belgesel Burning'ten izlemeye doyamadığım iki video ile başlayayım ben de. Son albüm "The Hawk is Howling" ten "I'm Jim Morrison, I'm Dead" ve "Scotland's Shame" canlı kayıtları gelsin:
Son olaraksa 14 Şubat 2011'de yeni albümün çıkacağı resmi kaynaklarca kesinleşti. Yine kendi plak şirketleri Rock Action Records'tan yayımlanacak albümün ismi ise gerçekten çok fantasik. Hardcore Will Never Die, But You Will. Doğru söze ne denir? Bahsi geçmişken henüz yeni kararlaştırılan albüm kapağı da şu şekilde:
Videolara geçmeden önce şuradaki linkte nezih, kapsamlı ve güncel bir Mogwai toplamasına ulaşabilirsiniz. Ben de evimde severek kullanıyorum, çok memnunum.
Geldik videolara. İlk önce çok sevdiğim "Hunted by a Freak" ve canlı kaydı (2009 Dublin konserinden):
Çok takdir ederek takip ettiğim La Blogotheque topluluğundan yine harika bir kayıt: "Mogwai Fear Satan".
Hazır hızımızı almışken şahane klibiyle: "Batcat" ardından "We're No Here" ve çok sevdiğim "Friend of the Night" ile "Auto Rock".
Artık biraz yavaşlayalım diyorum ve finaldeki parçalar olarak, "Travel is Dangerous", "Take me Somewhere Nice", "I Know You Are, But What Am I?" ve son olarak da 1999 yılından "Cody" ile bitiriyorum. Ben de bittim çünkü artık dinlerken.
No comments:
Post a Comment